Ögeler etikete göre görüntüleniyor: Kamu Yönetimi

Almanak 2005Bilindiği gibi 2005 yılı içinde çıkarılan yasalar ile Kamu Yönetimi reform süreci çerçevesinde yapılan düzenlemelerde önemli bir yol kat edildi. Daha önce Meclis’ten geçen ancak veto veya iptal gerekçesi ile uygulamaya girmeyen bu yasalar, ilgili kamuoyunda yoğun tartışmalara konu oldu. Genel bir değerlendirme ile reform yasalarını sahiplenenler demokratiklik, katılımcılık, hesap verilebilirlik, saydamlık, verimlilik, yerelleşme vb. açılardan olumlu bir yaklaşım sundular. Yasalar, sahip çıkılan bu kavramlara birçok noktada atıf yaparken aynı çerçevede daha önce yasalarımızda yer almayan bazı yeni tanımlamalara da yer verdiler.

Bu çalışmada 2005 yılı itibari ile yasalarımızda yerini bulan ve daha önce yerel yönetim yasalarımızda yer almayan bazı yeni tanımlamalar ve tanımlamaların çeşitli yasalardaki birbirini tamamlayan yapısı üzerinde durulacaktır.

Ek bilgiler

  • Yazar Atilla Göktürk
  • Yıl 2005
Yayınlandığı kategori Küreselleşme
Almanak 2005Tarım; toprak, su ve iklim gibi doğal kaynakların üretken bir yapıya dönüştürülerek bitkisel ve hayvansal üretimde bulunma ve ürünlerin işlenmesi ile pazarlanması faaliyetlerini içeren reel ve stratejik bir sektördür.
 
Tarım sektörünün ekonomideki önemi, bu sektörden yerine getirmesi beklenilen işlevlerden kaynaklanmaktadır. Günümüzde tarımdan yerine getirmesi beklenen işlevleri;
 
• İnsanların gıda gereksinmelerini sağlama,
• Endüstriyel sektöre hammadde üretme,
• Toplumun sağlığını ve ruhsal dengesini sağlama,
• Kalkınmanın finansmanını sağlama,
• Tarım dışı sektörlere işgücü sağlama,
şeklinde sıralayabiliriz.
Türkiye için tarım özel öneme sahip bir sektördür. Zira;
• 70 milyonluk nüfusumuzu beslemektedir.
• Kırsal kesimde yaşayan yaklaşık 25 milyon insanımızın geçimini sağlamaktadır.
• Gayri Safi Milli Hasıla’ya (GSMH) önemli düzeyde katkı sağlamaktadır.
• Gıda ve tekstil sanayimizin hammaddesini veren bir sektördür.
 
Aslında, gerçekle tam olarak bağdaşmamakla birlikte, bir zamanlar ülkemiz tarımda, dünyada kendine yeterli 7 ülkeden biri olarak ifade edilmekteydi. Oysa, tarımda tam olarak kendine yeterlilik diye bir kavram yoktur. Önemli olan bir ülkenin kendi ekolojisinde yetiştirebileceği ürünlerde kendine yeterliliği yakalayabilmesidir. Elbette Türkiye, kendi ekolojisinde ekonomik olarak üretemeyeceği ürünleri (örneğin, kahve gibi) dışarıdan almak zorundadır. Ancak kesin bir doğru vardır ki, Türkiye, 2003 yılından itibaren net bir tarım ürünü dışalımcısı durumuna gelmiştir. Bitkisel ve hayvansal üretim materyalleri konusunda da yurtdışına olan bağımlılığını artırmış olan Türkiye, bu materyalleri yurtdışından temin edememesi durumunda tarımsal üretimini devam ettiremeyecek bir noktadadır. Günümüzde Türkiye süt, bakliyat, mısır, pirinç, bitkisel yağlar ve pamuk gibi birçok üründe kendi tüketimini karşılayabilecek düzeyde üretim yapamamaktadır.

Ek bilgiler

  • Yazar Ahmet Atalık
  • Yıl 2005
  • Kurum TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı
Yayınlandığı kategori Tarım - Orman

Almanak 20051980’li yıllarda, küresel düzeyde yeni liberal politikalar ekseninde devlet/piyasa dengesi, piyasa lehine değiştirilmeye başlanmıştır. Toplumsal ihtiyacın karşılanmasında devletin düzenleyici rolünü köklü biçimde değiştiren bu politikalar, toplumsal çıkarların piyasa merkezinde yeniden tanımlanmasına yol açmıştır. Üretimin yeniden yapılanması sürecinde ise küçük üretime dayalı üretim organizasyonlarının toplaştığı yerel/bölgesel alanların hızla uluslar arası piyasalara entegrasyonu
gerçekleşmesiyle birlikte küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ’ler) ve yerelliğe özgü dinamiklerle biçimlenen ağ türü örgütlenen üretim alanları önem kazanmıştır. Böylece dünya ölçeğinde sermaye birikim sürecine etkinlik kıldığı biçimde yerel ve bölgesel alanlar (mekansal ölçekler) yeniden ve yeni kurallara göre tanımlanmaya başlamıştır.

Bu kapsamda çalışmamızda yerelin yeniden yapılandırılması, Bölgesel Kalkınma Ajansları (BKA) ve KOBİ temelli bölgesel/yerel dinamikler arasındaki ilişki bütünlüklü
olarak analiz edilmeye çalışılacaktır. Çalışmamızın ilk kısmında yeniden yapılanmanın tarihsel gözlemi ortaya konulurken; ikinci kısımda ise küresel kapitalizmin taşıyıcı
unsurları olan uluslar üstü kurumların (IMF, DB, OECD, BM, AB vb) yerelin yeniden yapılandırılması ve KOBİ temelli bölgesel/yerel dinamiklerin etkinlik kazandırılmasına
ilişkin uygulamaları irdelenmeye çalışılacaktır. Son kısımda ise küresel kapitalizme eklemlenmeye çalışan Türkiye’de yerelleşmeye yönelik düzenlemelerin ardında yatan olguları ve üretim alanlarının etkinleştirilmesine yönelik çabaları, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bu alanların etkinleştirilmesinde esas belirleyici olan özgün koşullar ortaya konulmaya çalışılacaktır.

Ek bilgiler

  • Yazar Berna Güler Müftüoğlu
  • Yıl 2005
Yayınlandığı kategori Küreselleşme
Ara...